Trekking yaparken kullanılan trekking ayakkabıları rahat, dayanıklı, koruyucu ve yapılan aktiviteye uygun olmalıdır. İyi bir trekking ayakkabısı ayağa ve bileğe yeterli desteği vermeli ve kaygan ya da bozuk zeminde iyi tutunabilmelidir. Ayağı kayalardan koruyabilmeli ,aynı zamanda rahat yürüyebilecek kadar esnek olmalıdır.
Doğru ayakkabı esnekliği arazinin durumuna ve taşınan çanta artı kişinin ağırlığına göre değişir.Düz ve kontrollü zeminlerde esnek tabanlı bir bot tercih edilirken;dağlık arazide (bozuk bir zemin) yürüyecek iseniz daha sert tabanlı ve bileğinize daha fazla destek veren bir bot doğru bir seçim olur. Ayrıca taşıyacağınız yük ya da kendi vücut ağırlığınız fazla ise biraz daha sert botlar karşıt baskının azaltılmasında önem taşır.Araziye uyum açısından ayakkabının tabanı çok önemlidir. Dağcılık için üretilmiş sert ve ağır botların daha iyi bir tutuş için daha derin dişleri vardır. Bu, özellikle çamur veya kar kaplı dik yamaçları inerken kaymayı önlerken güvenliği arttırır.
Alacağınız bota karar verirken ağırlığını da göz önüne almalısınız. (Ayaklarda taşınan ekstra bir kilogram yük aşağı yukarı sırtta taşıdığımız beş kilograma eşittir.) Bu yüzden bot seçerken ağır botların güvenliği ve koruması ile hafif botların esnekliği arasında bir seçim yapmanız gerekecektir.
Ayakkabınız almadan önce ayakkabıyla giymeyi planladığınız çorapları giyin ya da alışveriş yaptığınız yerden uygun kalınlıkta bir deneme çorabı edinmeye çalışın.Ayaklarınızı ayakkabının içinde iyice öne ittiğinizde, işaret parmağınızın ayakkabının arkasına enine girebilmesi gerekir. Bağcıkları sıkıca bağlayıp topuğunuzu yukarı kaldırmaya çalıştığınızda ise topuğunuz tabandan en fazla 3-4 mm. kalkmalıdır. Ayak parmaklarınızı ise rahatça oynatabilmeniz ayakkabının kan dolaşımınızı engellememesi için gereklidir.
Genelde trekking ayakkabısının küçük olmasındansa büyük olması tercih edilmekte ve fazladan çorap giyerek bu sorunun halledilebileceği düşünülmektedir. Ne yazık ki fazladan çorap giymek bu sorunu tam olarak çözmez. Bu yüzden alacağınız ayakkabının mutlaka ayağınıza uyduğundan emin olun.
Ayakkabılarınızı aldıktan sonra yapmanız gereken önemli şeylerden biri de ilk olarak ayakkabınızı şehirde giymenizdir. Bu, özellikle kalın deri ayakkabılarda ayakkabıların açılması, derinin yumuşaması ve ayağınızın şeklini almasına yardımcı olur. Sert, deri ayakkabılarda bunu sağlamak için faaliyetten önce ayakkabılarla toplam 15 km. kadar yürümek gerekir. Bu alıştırma dönemi her gün 1-2 km. şeklinde yapılabilir. Daha yumuşak trekking ayakkabılarında bu sorun daha az olmakla birlikte ayakkabıların önceden giyilmesi ileride oluşabilecek sorunları önleyecektir. iyi ve düzenli bir bakımla kaliteli bir dağ botunu senelerce kullanabilirsiniz. Faaliyet sonrası dağ ayakkabılarınızı su ile iyice temizleyin ve normal oda sıcaklığında kurumaya bırakın.
Günümüzde her türlü spor için özel amaçlı imal edilen ayakkabıların ortaya çıkması ile birlikte; üreticiler outdoor sporlarının da büyük bir kısmında var olan trekking faaliyeti için özelleştirilmiş modelleri sizlerin beğenisine sunmaktadır. Nasıl ki koşu ayakkabısının tercihen yumuşak tabanlı, rahat ve terlemeyi engelleyici bazı özellikleri olmasını istiyorsak, trekking ayakkabılarının da bazı özelliklere sahip olması gerekmektedir. Bu yüzden öncelikle yürüyüşte ihtiyacımız olan şeyleri sıralayalım:
1. Koşarken ve yürürken atılan adımlar farklı olduğundan ayakkabının destek şekli de farklı olmalıdır. Yürürken önce topuğumuz, daha sonra ise ayak tabanımız yer ile temas ederek vücudumuzun ağırlığını çeker. Bu yüzden bir yürüyüş ayakkabısında öncelikle
topuk kısmının nispeten yumuşak ve darbeleri emen bir yapıda olması gerekmektedir.
2. Yürüyüş esnasında birçok zorlu bölgeden geçeceğimiz için, ayakkabının formunun ayak parmaklarımızı herhangi bir sıkıştırmaya maruz bırakmaması gerekir. Ayak ve parmaklar doğal formunda olmalıdır ki ayakkabıyı uzun yürüyüşlerimizde aynı rahatlıkta kullanabilelim.
3. Yürüyüş ayakkabısı iki şekilde ayağımıza destek sağlamalıdır. Ayak formuna uygun, ortopedik ayak kemeri desteği ile yürüdüğümüz zeminden kaynaklı bilek burkulmaları ve muhtelif sakatlanmaları engellemek için uzun boğazı ile bilek desteği...
İç destek ayağımızdaki ayakkabının daha uzun süre rahatsızlık vermeden ve konforlu şekilde giymemizi, dış destek ise adeta bir dış iskelet gibi davranarak iskelet sistemimizden biraz olsun yükün alınmasını sağlar.
4. İklim koşullarına uyum sağlamalıdır. Örneğin yağmurlu havada giyilecek ayakkabının özellikleri ile sıcak havalarda giyilecek ayakkabının özellikleri farklıdır. Soğuk ve yağışlı havalarda ayakkabının su geçirmezliği ön plana çıkarken, sıcak havalarda ayakkabının nefes alabilirliği ve terletmemesi önemlidir.
Su geçirmezliği Gore-TEX, Texapore vb. gibi nefes alabilen membranlarla sağlanır. Yaz ayakkabılarında ise mesh denilen çok yüksek hava geçirgenliğine sahip kumaşlar ile nefes alabilirlik sağlanmaktadır.
5. Trekking ayakkabıları normal günlük kullanımdan biraz daha farklı kullanıldığından beden seçimi biraz daha farklıdır. Yaptığımız outdoor faaliyetlerde sırtımızda çanta ile uzun mesafeler yürüyerek ayağa kan akışını sağladığımızdan, ayaklarımız bir müddet sonra şişecek ve doğru yapılmayan bir beden seçiminde bizi rahatsız edecektir. Yapmamız gereken ayağımıza yarım ya da bir numara büyük ayakkabı seçerek hem kalın trekking çorabının oulşan boşluğu bir miktar almasını sağlamış oluruz hem de şişen ayağımızın ayakkabı içinde rahatsız olmasını engellemiş oluruz. Böylece şişen ayak parmaklarımızın yokuş aşağı yürümelerde ayakkabının burnuna vurup can yakmasını da engelleriz.
Yukarıda sıraladığımız bu 5 etkene dikkat eder ve trekking ayakkabımızı buna göre seçersek hem ayak sağlığımız, hem bütçemiz açısından doğru bir karar vermiş olur, yaptığımız faaliyetten alacağımız zevki en üst seviyeye çıkartmış oluruz.